Sayın Orhan Düzgün
(Seçmenden vekiline birkaç soru)
Sayın Orhan Düzgün,
Ben yaşı yetmişi aşmış bir TC yurttaşıyım.
12 Haziran 2011 seçimlerinde size oy vereceğim. Çok büyük bir olumsuzluk olmazsa 24. Dönem CHP Milletvekili olarak TBMM’ye gireceksiniz.
İçtenlikle itiraf etmeliyim ki, CHP’ye içime sinerek oy vermeyeceğim.
Ülkemin ve ulusumun AKP iktidarınca sürüklendiği karanlık beni öylesine ürkütüyor ki, “ehveni şer” olarak gördüğüm bir partiye oy vermek zorunda kalacağım. Mustafa Kemal’in Sivas Kongresi sırasında, “manda” önerilerine yanıt olarak: “Ehveni şer, şerlerin en kötüsüdür” dediğini de biliyorum.
Sayın Düzgün,
Aslında CHP’li bir aileden geliyorum.
Babam Niksar CHP’de ve o dönem parti bünyesinde çalışan Halkevi’nde başkanlık yapmış birisiydi. Fanatik bir CHP’liydi.
Ben yüksek öğrenimimi yaparken solcu oldum. 20 Aralık 1961 tarihinde çıkan YÖN bildirisinin altında benim de imzam vardır. O imzaya bugün de sadığım.
Bir siyasi partinin içinde iki türlü insan vardır:
Sayısı oldukça çok olan bir kısmı, partilerini bir futbol takımı tutar gibi tutar. Liderine biat eder. Partisinin, programı ile kamuoyuna sunduğu, ülkesi ve ulusu hakkındaki düşüncelerini bilmez. Sorgulamaz. Yani kör bir inançla partisine bağlıdır.
Sayısı oldukça az olan diğer kısımdakiler ise, eleştirel aklı kör inançlardan üstün tutarlar. Olup bitenlere Fransız kalmazlar(!). Neden, niçin, niye, nasıl sorularını sorarlar. Onlar, Tanilli’nin dediği gibi “aklın mahkemesini” kurarlar. Çünkü aydınlanma bunu gerektirir
Size oy vereceğimi açıklıkla söyledim. Yani siz TBMM’de benim vekilim de olacaksınız. Bu nedenle size birkaç soru sormak istiyorum. Böylelikle, vekilimin bakış açısı ile benim bakış açımın örtüşüp örtüşmediğini anlayacağım.
Sayın Vekilim,
- DSP, İP ve 51 demokratik kitle örgütü ve ulusça tanınan önemli kişiler CHP çatısı altında bir güç birliği ile seçime gidilmesi gerektiğine inanarak bu konuyu CHP ilgililerine götürdü. CHP’nin bu konu ile hiç ilgilenmemesi sizce doğru bir davranış mıdır?
- AKP ve MHP ile birlikte Libya’ya yönelik Haçlı saldırısına “Evet” diyen CHP’nin bu tutumunu onaylıyor musunuz?
- CHP’nin tıpkı AKP gibi profesyonel ordu istemesine ne diyorsunuz?
- Kökleri Ulusal Mücadele tarihimizde olan, çağdaş Türkiye’nin temellerini kuran, demokrasi sürecini başlatan CHP’nin yeniden şekillendirilerek, adının YCHP olarak anılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Gürsel Tekin’in gerekirse AKP ile koalisyon yapabiliriz sözünü nasıl karşılıyorsunuz?
- CHP, seçime ikibuçuk ay kala, ABD’ye beş kişilik bir ekip gönderdi. Bu ekipte, Genel Başkan Yardımcıları Osman Korutürk, Umut Oran, Faik Öztrak ve Gülsün Bilgehan, bir de eski Washington büyükelçilerinden Faruk Loğoğlu yer aldı. CHP 2002′den beri ilk kez Washington’da boy gösteriyor. Genel Başkan Yardımcısı Korutük, ABD yetkililerine şöyle diyor: “CHP bugüne kadar hep ulusalcı, AB ve ABD karşıtı algılandı. Ama biz yeni CHP’yiz, dünyaya açığız. Her yere gidiyoruz, herkesle temasa açığız. Türkiye’deki hükümete alternatif olduğumuzu söylemek için her yere gideceğiz. ABD ile sorunlu geçen son 10 yılın ardından yeni bir ilişki geliştirmek istiyoruz.” “ABD karşıtı değiliz” demeye getiriyor Korutürk! Ülkemizde, ABD Emperyalizminin en çok dillendirildiği bugünlerde, bu görüşmeleri onaylıyor musunuz?
- Bir televizyon konuşmasında “müritlik saygınlıktır” diyen ve şimdiye değin CHP’ye hiç oy vermemiş olan, Elazığlı Halidi Nakşibendi Şeyhi Halid Hoca’nın torunu İlahiyatçı Dr. Muhammet Çakmak, “Fethullah Hoca Türkiye’de bir fenomendir, kimsenin görmezden gelemeyeceği bilge bir adam. İyi şeyler yapıyor. İnsanlar mesailerini, paralarını bireysel dünyanın görkemlerine harcarken Fethullah Hoca Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde okullar açıyor. Saygıyla izliyoruz” dediğini biliyorsunuz. Bu zatın, sözlerini ve Y-CHP’de ki saygınlığını nasıl karşılıyorsunuz?
- CHP’deki çarşaf ve tarikat açılımlarının mimarı olan Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Meclis’e başörtülü bir adayın girmesi durumunda Merve Kavakçı’ya yapılanı yapmayacaklarını söyleyerek, “AKP bu şansını deneyebilir, biz de zorluk çıkarmayız” dedi. Bu düşünceye katılıyor musunuz?
- “Gürsel Tekin ve arkadaşlarının “Güneydoğu’dan oy almak için” bel bağladıkları eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, tüm gerçek CHP’liler için adeta bir “kara kutu…”Çünkü bu beyefendi; meşhur, “Habur’ da törenle karşılanan 30 terörist” ten, üçünün avukatı… Son dönemde PKK’nın bazı politikalarına karşı çıkmasının nedeni ise, CHP’nin politikalarını savunmaya başlamasından değil, Barzani yanlısı olmasından kaynaklanıyor!” deniliyor. Bu konuda siz ne diyorsunuz?
- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Belli inanç gruplarına mensup insanlar bir araya gelip ortak manevi dünya yaratabiliyor, buna saygı duymalıyız. Siyasallaşmayan tarikatlara saygılıyız” dedi. Siz, ülkemizde tarikatların siyasallaşmadığına inanıyor musunuz, tarikatlara saygılı mısınız?
- Kılıçdaroğlu’nun CHP lideri olacağı, ve hatta, bizim “Kılıçdaroğlu’nun programı” zannettiğimiz Yeni CHP programı ABD derin devleti’ne bağlı Johns Hopkins Üniversitesi’nin kuruluşu olan Silkroad Enstitüsü tarafından 2008’de açıklanmış. Zannederim Onur Öymen’in televizyonda bu konudaki söylediklerini dinlediniz. ABD’nin sadece siyasi iktidarı değil, muhalefeti de kendine göre şekillendirdiğine inanıyor musunuz?
- “CHP, Türkiye’nin AB’ye üye olmasını hedeflemektedir. AB, NATO ile birlikte Avro-Atlantik camiasının temel direkleridir. Türkiye bu camianın vefalı bir üyesi olagelmiştir ve kararlılıkla öyle kalmalıdır. Dolayısıyla AB üyeliği Türkiye için basit bir dış politika konusundan ibaret değildir.” Bu satırları Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Turkish Policy Quarterly” Dergisinin Mart 2011 sayısı için yaptığı söyleşiden aldım. AB’nin en yetkili ağızlarının defalarca, bizi o birliğe, eşit bir üye olarak almayacaklarını söylediğini, zannederim siz de biliyorsunuzdur. Durum böyleyken Kılıçdaroğlu’nun bu söylemine katılıyor musunuz?
- Y-CHP tarafından da dillendirilen –ve ayağı yere basmayan- bir “genel af” konusunu doğru buluyor musunuz?
- Önemli Yahudi gruplardan B’nai B’rith’in (Ahit’in Çocuklarının Bağımsız Tarikatı) yöneticileri ile kapalı bir toplantıda bir araya gelen CHP heyeti, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Tina Kaidanow ve Nancy McEldowney ile de görüşüyor. Büyük Ortadoğu Projesi’nin teorisini ve yol haritasını oluşturan ekiplerden icazet almaya çalışan bir CHP, size ne anlatıyor?
- “George Soros kuruluşlarının Türkiye’de öne çıkmış en önemli siması olan Prof. Dr. Binnaz Toprak da CHP Parti Meclisi üyesi seçildi ve Kılıçdaroğlu’nun özel ekibine girmeyi başardı” Bayan Binnaz Toprak, aday listeleri kesinleşirken Mustafa Balbay’a itiraz ediyor ve aday gösterilmemesini istiyor. Kılıçdaroğlu yutkunuyor: “Biz
savcılıktan Sayın Balbay’ın milletvekili adayı olmasına engel olmadığına dair belge aldık. Biz, onu o davada tutuklu olması dolayısıyla değil, nitelikleri dolayısıyla aday gösteriyoruz” diyor. “Siyasi İslamla uzlaşma gerekliliğini” savunan, hatta bu konuda bir tebliğ hazırlayan Bayan Binnaz’ın CHP Parti Meclisi üyeliğini nasıl karşılıyorsunuz? - Diyarbakır Belediye Başkanı, ayrılıkçı Kürt siyasetinin başını çeken Osman Baydemir’in danışmanlığını yapan Yardımcı Doçent Tarık Şengül’ün apar topar CHP’ye üye yapılıp, arkasından da Ankara’ya İl Başkanı olarak atandığını biliyorsunuz. Bu atama sizce isabetli midir?
- Kılıçdaroğlu’nun, Anayasa Mahkemesi Kararını yok sayıp, “türbana özgürlük” demesini; yine Anayasa Mahkemesi’nin “AKP laiklik karşıtı fiillerin odağıdır” kararını yok sayıp “laiklik tehlikede değil” demesini; Atatürk’ün “Türkiye şeyhler, müridler, mensiplar ülkesi olamaz” sözünü yok sayıp “Tarikat ve cemaatlara karşı değil, saygılıyız”demesini; en özgürlükçü anayasayı yapan 27 Mayıs için “yapanlar bugün utanıyor” demesini; AKP ve yandaş medyasının “Dersim soykırımı” söylemine aynen katılmasına ne diyorsunuz?
Sayın Orhan Düzgün,
Siyasi partiler, ekonomik, sosyal, toplumsal ve siyasi görüşleri bir olan kişilerin, ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak üzere kurdukları örgütlerdir. Parti içi demokrasisi olmadan, oligarşik bir düzen ve itaat yöntemi ile iç işlerini yürüten CHP’nin (diğer partiler konumuz olmadığı için onlardan söz etmiyorum) ülkemizde gerçek bir demokrasiyi kurabileceğine inanıyor musunuz?
Y-CHP ile ilgili size soracak o kadar çok sorum var ki!
Örneğin, Bursa’da ömrü boyunca CHP’yi kötüleyen Turan Tayan’ın listeye girip, Onur Öymen’in liste dışı kalmasını ben anlayamıyorum. Siz anlayabiliyor musunuz?
Sayın Vekilim,
Bakın, Fatih Altaylı’nın “Cemaat Harekete Geçti” yazısına, Osman Karataş isimli bir cemaat mensubu ne yanıt vermiş:
“Sayın Altaylı, Yazınızı okudum. Pek memnun olmadım. Nasıl ki, bizler sizin gibilere yıllardır katlandıysak, bundan sonra da sizler bizlere katlanmak durumundasınız. Çünkü dümen bize geçti. Hazmedeceksiniz, sindireceksiniz, başka çareniz yok! Bükemediğiniz bileği öpmek durumunda kalacaksınız. Hükümet de biziz… Cumhurbaşkanı da biziz… Yok olan YÖK de biziz… Yargıç da biziz… Hâkim de biziz… Medya da biziz… Çok yakında genelkurmay da biziz… Sizler fazla düşünmeyin, bırakın kendinizi bize!..”
Tablo ne kadar açık ve özlü anlatılmış değil mi?
Ben size, “pirincin içindeki beyaz taşları ayıklamanız” ve bu tabloyu değiştirmeniz için oy vereceğim.
Yolunuz açık, bileğiniz ve yüreğiniz kuvvetli olsun!